Amerika'da müebbet hapis cezasına çarptırılan bir adam gece gündüz hapishaneden kaçmanın yollarını düşünüyordu. Bir gün bahçede volta atarken, gardiyanların bir tabutu cenaze arabasına yüklediklerini görünce, nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta buldu. Burası büyük bir cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı'nın rahmetine kavuşuyordu. Mahkum, gardiyanlardan birine cenaze olduğu bir gün tabuta konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif ediyor. Gardiyan korktuğundan başta biraz mızırdandı, ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etti.
Gardiyan adama gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından bir tane yaptırıp verdi. Plan şuydu:
1. Ilk cenazede adam tabutun içine girecek.
2. Cenaze defnedildikten sonra, gece gardiyan gelip adamı mezardan çıkaracak.
Plan aynen uygulamaya konuldu. Kaçma ateşiyle yanıp kavrulan mahkum, ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine girdi. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklediler ve mezarlığa götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömdüler. Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak, gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyordu.
Epey vakit geçdiği halde gelen giden olmayınca, adam endişeleniyordu. Korkmaya başladı. "Acaba kendim çıkabilir miyim?" diye etrafı araştırmak istedi. Cebinden zar zor çakmağı çıkarıp yaktı. Tabutu incelerken gözü bir an yanındaki ölüye takıldı. Gördüğü an donup kaldi. Tüyleri diken diken oldu.
YANINDAKI ÖLÜ ANLAŞMAYI YAPTIĞI GARDIYANDI